Vücutlarımız bahçemizdir... Niyetlerimiz de bahçıvanlarımız.
William
Shakespeare
Hani bazen olur ya, kendimizi bütünüyle bitkin hissederiz.
Omuzlarımız düşer, hiç bir şeyden keyif almayız, her şey anlamsız gelir. Eminim
bir çok insan bu tip hislere zaman zaman kapılıyordur.
Hiç kimse bilinçli olarak mutluluğu bırakıp mutsuz olmayı
seçmez. Çöküntü içindeki insan ne yapar ? Çöküntüyü zihni bir durum olarak
düşünebiliriz. Fakat çöküntünün çok belirgin bir fizyolojisi vardır. Çöküntü
içindeki insan genellikle yere bakarak etrafta dolaşır. Omuzlarını aşağı
düşürür, kısa kısa ve zayıf nefes alır. Yaptığı bütün iş vücudunu çöküntü
fizyolojisine sokmaktır. Peki, bu insanlar çöküntü içinde olmaya mı karar
vermişlerdir. Cevabı; evet, kesinlikle. Çöküntü bir sonuçtur ve özel fizyolojik
duruşu vardır. Omuzları aşağı düşürüp, kısa kısa soluklanmak vs. gibi.
Kendinizi bütünüyle bitkin hissettiğiniz bir anınızı
hatırlıyor musunuz ? Fizyolojik olarak canlı olduğumuz zamanlar dünyaya başka
türlü, cansız olduğumuz zamanlar başka türlü bakarız. Fizyolojik işlemler
beynimizi kontrol etmede çok güçlü araçlardır. Bu nedenle fizyolojinin bizi
etkilediğinin farkına varmak çok önemlidir. Fizyoloji dışsal bir değişken
değildir. Yaşamı oluşturan eylemler bütününün önemli bir parçasıdır.
Fizyolojiniz kötüleştiğinde, sizin durumunuzdan gelen
pozitif enerji de azalacaktır. Bu nedenle fizyoloji, duygusal değişimin
kaldıracıdır. Gerçekten de her duygunun fizyolojik bir karşılığı vardır.
Durumunuzu değiştirmeden fizyolojinizi değiştiremezsiniz. Durumu değiştirmenin
iki yolu vardır. Ya iç temsilinizi değiştireceksiniz ya da fizyolojinizi. Fizyoloji
ile iç temsil arasında doğrudan bir bağlantı vardır. Birisini değiştirince
diğeri de değişir.
Durumunuzu hemen değiştirmek istiyorsanız; fizyolojinizi,
yani nefes alışınızı, duruşunuzu, yüz ifadenizi, hareketlerinizin kalitesini
değiştirin. Örneğin; kendinizi yorgum hissetmeye başlayıca, omuzlarınızda
çökme, bir çok temel kasın gevşemesi gibi durumlar ortaya çıkar. Bu durumda
vücudunuzla ilişkiyi sürdürebilmek için fizyolojik olarak bazı işlemler
yapmanız gerekir. Sinir sisteminize yorgunluk mesajı verecek şekilde iç
temsilinizi değiştirirseniz, kendinizi yorgun hissedersiniz. Fizyolojinizi
güçlü olduğunuz anlardaki şekle sokarsanız, iç temsiliniz ve o andaki
hisleriniz değişecektir. Kendi kendinize yorgun olduğunuzu söylemeye devam
ederseniz, iç temsiliniz de sizi yorgun olarak tutmaya devam edecektir. Kendi
kendinize güçlü olduğunuzu söylerseniz ve fizyolojinizi bilinçli olarak
değiştirirseniz, vücudunuz buna uyacaktır.
Son zamanlarda bilim adamları hastalık ve sağlığın, canlılık
ve ruhsal çöküntünün kişiler tarafından alınan bir karar olduğunu önemle
belirtmekteler. Bunlar fizyolojinizle ilgili verebileceğiniz kararlardır.
Genellikle bilinçli olarak verilmezler ama şu ya da bu şekilde bu kararlar
veriliyor.
Hastalıklar ve temsil ettiği duygular ile ilgili biraz
örnekler vereyim. Önce hastalığınızı
düşünün sonra da ona sebep olabilecek duygunuz olup olmadığına.
Korku: Böbreklerle ilgili sorunlar
Öfke: Karaciğer yağlanması
Üzüntü, keder: Astma, bronşit, zatürre, öksürük
Endişe: Dalak, karın içi rahatsızlıkları ve bağırsaklar
Güven eksikliği, tehlikedeyim düşüncesi: Bel fıtığı
Aşırı duygular, dehşet, sevinç, korku vs: Kalp ve damar
hastalıkları
Otorite ve prensip sorunu: Kemiklerle ilgili hastalıklar
Hayatımı doya doya yaşayamıyorum duygusu: Osteoporoz
Kendini parçalanmış hissetmek, imaj sorunu yaşamak: Kemik
kırıklıkları
Destek arayışı: Omurga ile ilgili sorunlar
Önyargı, inat, yaşla ilgili problemler: Eklemler
Hayatı kucaklayamamak, kontrolcü olmak: Dirsekler
Zihnimizi serbest bırakamıyor olmak: Bağ dokusu sertleşmesi
Kibir, dikbaşlılık, gurur: Dizler
Tatminsiz, çaresiz hissetmek. Hareket etmeye cesaret
edemiyor olmak: Kalçalar
Güçsüz ve önemsi hissetmek: Şişmanlık
Yaşamdan tat alamama, yaşama sevincini yitirme: Diyabet
Aşırı duygu yüklenmek, insanlarla iletişim kuramamak:
Omuzlar
Duygusal çelişkiler yaşamak: Yumurtalık kistleri
Kendini ifade edememe, anlatmak istediklerini söyleyememek:
Boğaz ağrısı
Aile ile ilgili sorunlar: Demir eksikliği
Zihnimizi sıktığımızda, zihnimizi bloke ediyoruz. Bloke
olunca da bağışıklık sistemimiz çöküyor.
Yukarıda da belirttğim gibi, fizyoloji ile iç temsil
arasında doğrudan bir bağlantı var. Biri değişince diğeri de değişir.
Güçlü olmak istiyorsanız, güçlüymüş gibi davranın.
No comments:
Post a Comment