Yaşamın ilginç yanlarından birisi de; en iyinin dışında bir
şey kabul etmeyenlere, genellikle en iyiyi vermesidir.
W. Somerst Maugham
Hayatta; iş, ilişki, yaşam tarzı, hayat standardı, fizik
yönünden zengin olan değişik insanlar var. Onların yaşamını bizimkinden farklı
kılan şeyler neler ? o insanlarla aramızdaki bütün fark; özünde kendimizle olan
iletişimimiz ve eylemlerimizdir.
Başa gelenler, başarıyla başarısızlığın değişik görünümleri
değildir. Farkı yapan, bizim onları algılama şeklimiz ve onlara karşı
gösterdiğimiz tepkilerdir.
Peki, bu algılama şekli ve tepkilemizi nasıl
değiştirebiliriz ? Bunun için size biraz NLP’ den bahsedeceğim. NLP
(Neuro-Linguistic Pragramming) yani Sinir Dili Programlaması (SDP). SDP, sözel
ya da sözel olmayan dilin, sinir sistemimizi nasıl etkilediğini araştırır.
Herhangi bir şeyi yapabilme yeteneğimiz, doğrudan doğruya sinir sistemimizi
yönlendirme yeteneğimize bağlıdır.
SDP’ nin varsayımına göre, hepimiz aynı sinirsel yapıyı
paylaşıyoruz. Bu nedenleherhangi bir kimsenin başardığı herhangi bir işi, sinir
sistemimizi aynı şekilde çalıştırarak biz de başarabiliriz. İşte, burada
karşımıza farklı bir terim çıkıyor. Modelleme.
Kişilerin belirli bir sonucu üretmek için tam ve kesin
olarak neler yaptığının açığa çıkartılmasına ve uygulanmasına modelleme denir.
Dünyaya yön verenler, genellikle kendilerinden çok
diğerlerinin deneyimlerinden yararlanarak öğrenmede ustalaşmış kişilerdir.
Modelleme konusunda uzman olan Tony Buzan’ ın meşhur bir sloganı var; “Saygı duy,
esinlen, taklit et”
Modelleme ile insanların başarı yolundaki en önemli
sermayesi olan bilgi ve tecrübeleri kazanabilirsiniz. Modelleme ile zaman
kaybetmeden, deneme yanılmaya gerek kalmadan, başkalarının uzun yıllarda
biriktirdiği deneyim ve tecrübeleri öğrenerek hayata geçirebilirsiniz. Zamanın
çok büyük bir değer olduğu günümüzde çok avantajlı bir uygulama değil mi ? Onun
haricinde model aldığınız insan, sizin güven kaynağınız olur. Başkasını
başarabiliyor olması size “ben de başarabilirim” inancı yaşatır.
Buraya kadar herşey tamam. Peki, modellemeyi nasıl yapacağız
?
Modelinizi bulun: Kimleri ya da kimi, ne için modellemeniz
gerektiğine karar verin. Sizinle, benzer koşullardan gelerek sizin şu anda
gerçekleştirmek istediğiniz amacı gerçekleştirmiş kişiler, sizin için doğru
kişilerdir. Bu kişi veya kişileri bulduktan sonra o kişilerin biyografisini
okuyabilirsiniz. Ünlü birileriyse, röportaj veya videolarınız izleyebilirsiniz.
Tanıdığınız birileriyse konuşabilirsiniz vs.
Neyi modelleyeceğinizi belirleyin: Onu hangi açılardan
modelleyeceksiniz ? Kariyer, yaşam tarzı, sağlık vs. bazı kişilerin hayatını
bir bütünlük içinde ve her boyutuyla incelemeniz gerekebilir. Bunlar bemzer
koşullarda yürüyüp benzer koşulları gerçekleştirmiş olan “ana modeller” dir.
Zihinsel yapıyı modelleme: işe ilk önce onun zihinsel
yapısının bir haritasını çıkarmakla başlayabilirsiniz. Özel amaçları neler ?
Genel amaçları neler ? Karakter özellikleri nedir ? Psikolojik durum ve yapısı
nedir ? En güvendiği tecrübeler neler ? Karar verme tekniği nedir ? Neleri
nasıl anlamlandırıyor ? Özellikle, amacınızla ilgili kısımların üzerinde
durmalısınız.
Fizyolojik yapıyı modelleme: Modellediğiniz kişinin beden
hareketlerini aynen modellerseniz, onunkine benzer bir ruhsal – zihinsel yapı
içerisine girersiniz. Zihinle vücut bir bütünlük içindedir. Nefes alışınız,
duruşunuz, pozisyonunuz, yüz ifadeleriniz, hareketlerinizin kalitesi ve doğası
sizin fizyolojinizi nasıl kullandığınızı gösterir. Bunlar içinde bulunduğunuz
durumu belirler. İçinde bulunduğunuz durum da üretebileceğiniz davranışların
kalitesini ve genişliğini belirler.
Aslında modellemeyi bilinçsiz olarak her zaman yapıyoruz.
Hayranlık duyduğumuz insanların hareketlerini, saç modellerini, giyim
tarzlarını, karakterini beğendiğimiz insanların davranışları, sevdiğimiz
sporcuların stillerini, siyasi liderlerin fikir ve uslupları vs. gibi. Hani
derler ya “armut, dibine düşer” bu atasözü ebeveyn ve çocuk arasındaki
benzerliğin en büyük örneğidir. Çocuklar, iyi kötü demeden gördükleri her şeyi modellerler.
Birileri harika şeyler yapabiliyorsa, “O, bu sonucu nasıl yarattı ?” sorusu gelsin
bundan sonra aklımıza....